-
1 vite
1 à une allure rapide çabuk [ʧa'buk]2 en peu de temps çabuk [ʧa'buk]3 bientôt çabuk [ʧa'buk]◊Vous serez vite guéri. — çabuk iyileşeceksiniz.
-
2 se fatiguer
-
3 se hâter
v prçabuk olmak◊Hâtez-vous, nous allons être en retard. — Çabuk olunuz, geç kalacağız.
-
4 aussi
I1 comparaison kadar [ka'daɾ]◊Tu le sais aussi bien que moi. — Bunu benim kadar biliyorsun.
2 tellement bu kadar ['bu kadaɾ]◊Je n'ai jamais rien vu d'aussi beau. — Bu kadar güzel bir şeyi hiç görmedim.
3 de, da [da]◊Elle aussi sera là. — O bayan da orada olacak.
◊Il parle aussi anglais. — İngilizce de konuşur.
IIdonc bu yüzden, böylece◊Aussi ai-je accepté sa proposition. — Böylece teklifini kabul ettim.
-
5 avancer
Iv t1 mettre en avant uzatmak2 dans le temps öne almak3 önermek4 ilerletmek5 avancer de l'argent à qqn birine ödünç para vermekIIv i1 se déplacer ilerlemek2 ilerlemek3 ileride olmak4 passer, s'écouler geçmek◊Vite, l'heure avance ! — Çabuk, vakit geçiyor !
-
6 croître
v ibüyümek◊Cette plante croît rapidement. — Bu bitki çabuk büyüyor.
-
7 déjà
1 maintenant bile [bi'le]◊Il est déjà parti. — Kendisi gitti bile.
◊J'ai terminé. - Déjà ? — Bitirdim. - Ne çabuk ?
2 avant daha önce◊J'ai déjà vu ce film. — Bu filmi daha önce gördüm.
-
8 dépêcher
-
9 deux
I1 quantité iki [i'ci]♦ en deux iki parça♦ à deux iki kişi◊On ira plus vite à deux. — İki kişi daha çabuk gideriz.
2 ordre iki [i'ci]◊3 dans un nombre iki [i'ci]◊IIn miki [i'ci]◊Deux et deux font quatre. — İki iki daha dört eder.
-
10 effet
n m1 conséquence etki [et'ci]♦ faire effet etki yapmak♦ effets secondaires yan etkiler2 en effet gerçekten3 impression gösteriş [ɟœste'ɾiʃ]4 effets spéciaux özel etkiler -
11 fatiguer
-
12 grandir
Iv ibüyümek◊Cette plante grandit vite. — Bu bitki çabuk büyüyor.
IIv tbüyük göstermek◊Cette coiffure te grandit. — Bu saç biçimi seni büyük gösteriyor.
-
13 mûrir
v i1 fruit, légume olgunlaşmak◊Les fraises ont mûri rapidement. — Çilekler çabuk olgunlaştılar.
2 personne olgunlaşmak◊Il a beaucoup mûri pendant son voyage. — Bu yolculuğunda çok olgunlaştı.
-
14 passer
Iv i1 aller geçmek◊Je suis passé devant chez toi. — Senin evinin önünden geçtim.
2 geçmek3 disparaître kaybolmak◊La douleur est passée. — Ağrı geçti.
4 geçmek◊Le temps passe vite. — Zaman çabuk geçiyor.
5 être présenté gösterilmek◊Ce film passe au cinéma. — Bu film sinemada gösteriliyor.
6 kabul edilmek7 passer pour sayılmakIIv t1 du temps geçirmek2 mettre giymek3 vermek4 geçmek5 traverser geçmek -
15 plus
I1 daha [da'ha]♦ de plus en plus daha da çok2 d'une quantité supérieure daha çok3 superlatif üstünlük bildirir4 de plus ek olarak◊Il est malhonnête, de plus il ment. — Dürüst değil, dahası yalan da söylüyor.
IInégation yokluk bildirir◊Il n'y a plus d'eau. — Su kalmadı.
◊Il ne vient pas non plus. — O da gelmiyor.
addition toplama bildirir◊Deux plus trois font cinq. — İki üç daha beş eder.
-
16 possible
-
17 s'agir
v impers1 il s'agit de qqn, de qqch söz konusu olan2 il s'agit de gerekir◊Il s'agit de résoudre le problème rapidement. — Sorunu çabuk çözmek gerekir.
-
18 s'émouvoir
-
19 s'endormir
-
20 s'irriter
- 1
- 2
См. также в других словарях:
çabuk — sf., ğu, Far. çābuk 1) Aceleci Çabuk ve kolay bir konuşma tarzı vardı. R. N. Güntekin 2) zf. Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı Yazıma çabuk cevap geldi. A. Gündüz 3) ünl. Acele et, oyalanma anlamlarında bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çâbük — (F.) [ ﮏﺑﺎچ ] kıvrak, çevik, çabuk … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ÇABÜK — f. Çabuk, seri, aceleli, hızlı, tez, hafif … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çabuk olmak — çabuk davranmak, oyalanmamak Çağırınız kuzum, rica ederim çağırınız hem biraz çabuk olunuz P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
ÇABÜK-HIRÂMÂN — f. Sür atli yürüyen. Çabuk yürüyen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çabuk parlayan çabuk söner — olağan sayılmayacak kadar kısa bir zamanda olan bir gelişmenin sürekli olamayacağını anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ÇABÜK-REV — f. Çabukça giden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Seyit Çabuk — Seyit Ali Çabuk (1889 1939), usually called Corporal Seyit (Turkish: Seyit Onbaşı) was a First World War gunner in the Ottoman Army. He is famous for having carried three 275 kg shells to an artillery piece during the Allied attempt to force the… … Wikipedia
Seyit Çabuk — Monument à la mémoire de Seyit Çabuk Seyit Çabuk (1889 1939), plus communémént appelé le Caporal Seyit (Seyit Onbaşı en turc) était un soldat de l armée ottomane engagée dans la Première Guerre Mondiale. Il est célèbre pour avoir porté trois obus … Wikipédia en Français
eli çabuk — sf., ğu Çabuk iş gören, hamarat (kimse) O eli çabuk sekreterlerden istediğiniz kadarı elinizin altında olurdu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
eline çabuk — sf., ğu Çabuk iş gören (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük